Dan Brown – Cehennem

En başta belirtmek istiyorum.Okurken uyukladığım kitaplar vardır.Dan Brown Cehennem kitabını her okumaya başladığımda uyukladım. Belki yorgunluk çünkü sadece akşamları okuyabiliyorum.Akşamları yaptığım tek şey de okumak değil.

Kitap almaya giderken bir arkadaşımla karşılaştım. Aklımda Jean-Christophe Grange ın “Kaiken” kitabı vardı.Arkadaşım dedi Cehennemi oku ben iki günde bitirdim.Şöyle güzel böyle güzel.Gittim aldım.Okumaya başladım. İlk başlarda güzel gidiyordu,gizemliydi.Sonra hastane camından gördüğü sanat eserini anlatmaya başladığı bölümden FS-2080‘e kadar çok çok sıkıcı geldi.Sanat eserleri ile ilgili kitap okumak istesem,o yönde bir kitap alırdım zaten.

Çok kısa bir zaman diliminde geçen hikaye,ayrıntılarla o kadar çok boğuyor ki insanı.Hikayeden acayip sapıyor.Hem kitabın sonu başından belli.Bilmiyorum belkide benim beklentilerim daha yüksekti.

Daha fazla yazı yazmaya değeceğini düşünmüyorum.Okumanızı tavsiye etmem.

Hikayeden bahsedeyim birazda,okumak isteyenler okusun.Konusu hakkında yazacağım. Spoiler içerir dikkat.

Kahramanımız italyada bir hastane odasında uyanıyor,başından vurulmuş bir şekilde. 2 doktor onunla ilgileniyor,biri erkek biri bayan.Tam o esnada deri kıyafetli bir hatun giriyor hastaneye ve erkek doktoru şişliyor.Bu bayan doktorla kahramanımız son anda kaçıyorlar.Kaçış bir başlıyor kitabın sonuna kadar kaçtılar sadece,başka hiç birşey olmadı.Kimden kaçtılar derseniz,gizli bir kuruluştan,bu kuruluşuda dünyaya virüs yaymaya çalışan bir doktor tutuyor,ama sonra intahar ediyor filan. Kitap 2 gün içinde geçenleri anlatıyor. İtalya venedik sonra istanbulda geçiyor az bir kısmı. Kısaca bir doktor dünyanın artan nüfusunu tehlike olarak görüyor ve yeni bir virüs icat ediyor.Bu virüsü de tüm dünyaya yaymak istiyor ve istanbuldaki yerebatan sarnaçını başlangıç noktası seçiyor. Virüs yayılıyor mu insanların yarısı ölüyor mu ikiye mi katlanıyor,okursanız görürsünüz ben okumak isteyenlere tiyo vereyim. Virüs kısırlaştırma virüsüymüş insanların 3′te 2 si kısır kalıyor.Ve nufüs artış hızı dengeleniyor sözde.Ha birde oyun içinde oyun var,yazarımız şaşırtmaca yapmış kendince.O kadar bilindik ki bu şeyler nedense şaşırmadım ben hiç.