Mutlu ve Huzurlu Bir Aile

Akşam olmuş,yemekler yenmiş. O da nesi çıt çıt diye bir ses,biri ocağın altını yakmaya çalışıyor.Oda da kadro bir eksik,demek ki ocağı kurcalayan var.Bir alevlenme sesi duyuldu. Boş metal kınından çıktı.Su sesi.Dolu metal ocağa kondu. Bir kavanoz kapağı açılıyor. Çay demliğe konuldu. Ne kadar huzurlu. Akşamları evde çay yapılıyorsa herşey yolundadır.Yolunda olmasada yolundadır. Ihlamur,kuş burnu,papatya değil Çay .

Akşam ezanı yeni okunmuş yemeğimizi yiyip namazı kılmıştık.Çarçabuk hazırlanıp yola çıktık.Gideceğimiz yer yakın olduğundan yürüyerek gidecektik.Lüks bir evdi.Sanırım milli bir futbolcunun ailesinin evine girmiştik.Herkes üzgün ben ise birazdan neler yapacağımı düşünüyordum.Azıcık sohbet edip selamlaştıktan sonra bizi bir odaya aldılar. Her yer gerçekten özene bezene süslenip detaylandırılmıştı.Herkesin istediği de böyle bir ev olsa gerekti.Zaten ömrümüz boyunca hep güzel bir ev iyi bir araba ve sonrasında huzur istememiş miydik.Ama huzurlu olmak için önce ev ve arabamızın olması lazımdı..Ancak o zaman mutlu olurduk di mi..Peki bu insanlar neden üzgündü, yoksa bilmiyorlar mıydı şimdi mutlu ve huzurlu olmaları gerektiğini.. Odaya girince bize verilen bezi hocaannemiz belli ölçülerde kesip bölmeye başladı.Bende yardımcı oluyordum..Aslında bu konularda çok hassas ve çekingendim, öğrencilerime ders olarak ta öğretiyordum ama pratik lazımdı..Belki de korkularımı yenmem lazımdı..Kefeni haz

" İşimiz Allaha kaldı " demiş biri. Önceden işin nereye bağlıydı,kime kalmıştı,kimden neyden medet ummuştun.Şu anda işin Allaha kaldıysa,sen bundan önce Allahtan başka bir Rab edinmişsin ki senin işlerini gözetiyor,duyuyor biliyormuş.Ondan ümidi kesince işin Allaha kalmış. " Yaratıcı " kelimesini çok kullanırlar.Biri birşey üretmiştir veya ortaya birşey koymuştur.Çok yaratıcı derler.Yaratılan birşey yok ortada.Yaratmak Allaha Mahsus.Biz üretiriz,değiştirirz,yaparız,bozarız,ortaya birşey koyarız.  Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz, size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'ın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir. (En'âm / 94)

Uzaklardan sesleri duyuluyordu.Gerçekten kulağa hoş geliyordu.Bu seslerde insanı kendine çeken birşey vardı. İstemsiz olarak sesin geldiği yöne doğru ilerliyordum.Ben yaklaştıkça sesler artmaya ve korkunçlaşmaya başladı.Oldukça yaklaşmıştım.Yaprakların arasında sesin geldiği alanı görebiliyordum.Aynı anda hem görmek hem duymak.Her insanın bünyesi bunu kaldıramazdı.Başımı çevirmek için direniyordum.Engel olamıyordum.Görmek hareketlerimi daha da hızlandırmıştı.Hızla yaklaşıyordum.Canlı bir zombi gibiydim.Diriydim ama kendi bedenimi komut edemiyordum.Hareketlerim hızlanıyor ama bedenim halsizleşiyordu.Nasıl böyle birşey olabilirdi.Kulaklarım patlayacak gibiydi.Gözlerim ve yüzümde basınç hissediyordum.Sanki şişiyordum.Olamaz vucüduma hiç bir şekilde hakim olamıyordum.Sesin kaynağına çok yakındım.Bu ses beni öldürecekti.Ölüyordum.Ölemezdim ben yaşıyordum,bu olamazdı.İmkansızdı.

  Kadınlar, erkeklerin yükünüde omuzluyor bu devirde.Erkekler hala şikayet ediyor.Rahat batıyor bence.Adam evi geçindirir,kadın evi çocukları ile ilgilenir.Siz çalışan biri olarak eve ne kadar zaman harcamınız gerektiğini anlamışsınızdır. Yaşlar hızla ilerliyor,gencide ölüyor yaşlısıda ama bir tane sağ kalmıyor. Bu dünya mü'min için sıkıntı yeridir.Kadın ve Erkek haddini ve Hududunu bildiğinde bu dünyada ahirette güllik gülistanlık olur. Aile demek ülkenin yapı taşı demek diye öğretmişlerdi bize ilk okuldan beri. Aileler verimli olacak ki ülkede olsun.Aile deyip geçmemek lazım,dinen geriği ne ise aile olmanın öyle davranmalı. İnanmayanlara sözüm yok istedikleri aile tipini benimseyebilirler.Hemen dini karıştırma diyorlar da,nasıl karıştırmayayım. "De ki: Benim Namazım, İbadetim, Hayatım ve ÖLümüm hep Alemlerin Rabbi Allah içindir." (EN'AM/162)

Eşini yada kendini dümenden sigortalı göstererek Batıya tayinini çıkaran devlet memurları(imam,öğretmen,sağlık personeli vb.) var.Onların yerinde oralarda kim görev yapıyor ? Orada görev yapanların hakkı batıya kendini aldıranlara geçmiyor mu ? Buna aracı olan iş yeri sahibinin ve bunu bile bile işlemi yapan Mali Müşavirin hissesine ne düşüyor. Süreç yasal çerçeveye oturtulduğu için gayet normal mi yoksa.

Belki fark etmediniz ama blogu 10 saatliğine de olsa silmiştim.Bazen esiyor böyle,sıkılıveriyorum.Çok şükür silinen blog kolayca geri alınabiliyor içindekilerle birlikte. Hiç bloglarınızı dışa aktar yapıyor musunuz ? O kadar yazıyorsunuz blogger birgün pat diye blogunuzu kapatırsa bütün yazılarınız kaybolacak. Hemen şimdi "Ayarlar > Diğer > Blog Araçları > Blogu Dışa Aktar" yapabilirsiniz. Blogger Yedekleme Normal yazı yazacağım zaman hiç birşey aklıma gelmiyor. Belliki bu kitap okumamazlıktan ve öyle yazılacak olaylar yaşamamamdan kaynaklanıyor.(Biliyorum okuması zorlu bir cümle kurdum.)İşe nasıl gelip gittiğimi size anlatamamya.Anlatsam da niye okuyasınız ki,vakit kaybı olur.Burayı kendim için tuttuğum bir günlük olarak görseydim ,sevgili günlük diye başlardım. :) Sonra kendi kendime dedim ki ; Kitaplarım Uzun zaman sonra kitap siparişi verdim " http://www.kitapyurdu.com/ " sitesinden. Aradığım bütün kitaplar mevcut değildi.3 Kitabı te

Kirada oturun.Eşyalar çok şatafatlı olmasın.Zaten memurmuşsunuz.Eşinizde çalışır.Geçinir gidersiniz.Biz evlenirken bir hasır vardı evimizde diyen büyükleriniz yokmu çevrenizde.Bir sürü seneryo yazıyorsunuz,herşey planlandığı gibi gitmez bu hayatta.Azıcık aşım ağrısız başım demişler.Bu durumda eşinizi tırtıklamaya da kalkamaz kimse.Kalkasa tırtıklayacak birşey bulamaz.Kendi yağınızda kavrulun gidin. 3 günlük dünya,sarayda otursanuz ne 2 odalı evde otursanız ne.Herşey zamanla olur.Sarayda da oturursunuz zamanla..

Küçük kayık sahile yaklaşıyordu.Motorları durmuş yavaşlayan bir ivme ile turkuaz mavisi sularda süzülürken kayığın alt kısmı suyun berraklığından seçilebilen sarı kumlara sürtmeye başlamıştı. Yunus bu sesi seviyordu,bu hissi defalarca yaşamıştı.Beline kadar gelen suyun içine kendisini bıraktı ve teknesini kıyıya bağladı. Gün yeni doğmuş güneş henüz sıcaklığını hissettirmeye başlamamıştı.Yaklaşan ve duran deniz motorunun sesini rahatlıkla duyabiliyordu.Yine verandada hamakta uyuyakalmıştı.Sabahın tatlı ayazı altında üşüse de bu serinlik hoştu.Her zaman güneş tepeye çıkınca bu serinliği yâd eder dururdu. Yunus kumsaldan evin bahçe çimlerine henüz basmıştı ki.Görünmeden içeriye sıvışmaya çalışan Zeynep'i fark etti.Defalarca uyarmıştı.Buna rağmen Zeynep hâla kendisini geçirdikten sonra veranda da uyuyakalıyordu. Zeynep ayağa kalmış ama içeriye kaçamamıştı.Hemen en tatlı haline büründü.Uyurken üstüne örttüğü pikeyi omuzlarına çekti,ayaklarını birleştirdi,kafasını omuzlarına göm

  Bahçedeki çardakta tek başıma oturuyor içerinden bir haber bekliyordum.O an mutfak perdesinin arkasında bana doğru bakan bir süliet gördüm.Heyecandan halsizleşen kesilen elim ayağımdan beynime doğru soğuk bir akım hücum etti. Kara Sevda'M belli belirsiz karşımdaydı. Ömürlük Masalım.Mutlu Sonum. İşte içeriden çıkıyorlar.Kara Sevda'M hariç.Gidiyoruz ve göremiyorum.Arkama bir daha baktım ve işte gördüm dünyanın en güzel Mavi Gözleri .Perdenin aralığından arkamdan bakıyor.Baktığımı anladığında Mavi Gözlerin yerini perdenin şeffaflığı alıyor. 100 metre gidince ancak kendimi geliyorum. Anneme soruyorum gözleri çok güzeldi değil mi Anne. Kara Sevda'M nasıldı.İçeride ne konuştunuz ne anlattınız.... Sonucu beklemeye bile tahammülüm yoktu.Başlangıçı yapmıştık. Artık benimde bir Kara Sevda'M olmuştu.Hemde Mavi Gözlü. Ya benimdi ya benim.

Bir yere gidileceği zaman iki yada daha fazla araç var ise en sevdiğim le beraber gitmek istiyorum.Birlikte zaman geçirmek için değil.Allah korusun bir kaza olursa aklımın kalmaması için,belkide birlikte ölmek için.  

Pazar günü tatildi,annemlerdeydik.İşe gitmeyince evde vakit geçmiyor,oruçlu iken.Bir meşgale lazım.Ya uyuyacaktım ya uyuyacaktım.O sırada kardeşimin aldığı ve okumadığı " Açlık Oyunları " kitabını gördüm.. Suzanne Collins yazmış. Kitap okumasını severim ve okumaya başladığımda bitirmeden bırakmam.Nitekimde öyle oldu sabah başladığım kitaba kısa süreli molalar ile gece sahurdan sonra 4:30 da bitirdim.Yattım, 8:00 de iş için kalktım. Kısaca Panem ; Kıyamet sonrası kurulan bir ütopik ülke Panem .Başkenti Şaşalı Capitol ,kaymak tabakasının şehri.Panemde Capitol dışında 12 bölge(mıntıka) var. Kiminde petrol,kimde kömür,kiminde tarım yapılıyor.Bütün elde edilenler Capitol halkına gidiyor.Mıntıkalara da ceremesi kalıyor.Zamanın birinde mıntıkalar ayaklanmaya kalkıyor.Ayaklanma bastırılıp Ceza sistemi geliyor.  "Açlık Oyunları" Her sene mıntıkalardan 1 kız 1 erkek seçiliyor. 24 kişi savaşıyor ve sadece 1'i sağ kalıyor.Sağ kalana kendi mıntıkasında güzel bir y

Türkiyemizde ne güzel yerler var. Burasıda "Hakkari Şine Deresi ". Ne kadar güzel ve berrak. Bu yaz gününde ileride gözüken ağaçların gölgesinde uyumak ne güzel olurdu. Ayaklarda derenin içinde olacak. Ohh Miss. Eskiden bizde derelere girerdik. Zamanla azaldı sular çekildi.Ne olacak böyle,bütün güzellikler yok oluyor. Başka bir yönden düşünürsekte.Dünyanın çilesini çekiyoruz. İşe eve İşe eve.Başkalarını zengin ediyoruz. Hep bana hep bana diyenleri.Yer yüzünden zengin olanlar servetlerini istifliyor.Herkese yetecek dünya nimeti var ama kıtalarda aç insanlar var.Dünya düzeni çok kötü,sömürü üzerine kurulu. Zengin daha da zengin olmak istiyor oldukça eziyor. Faiz diye bir olgu var bir kere, kredi var göbekten bağlıyor bu düzene insanları. Osmanlı dolayısıyla islam tüm dünyaya hakim olsaydı böyle mi olurdu. Allah yaratmış yönetme klavuzunu kanunlarınıda belirtmiş ama beşer beşeri kanunlar koymuş ve şaşmış. Bu konuya girmişken son günlerde Irakta ve diğer İslam çoğraf

Teknoloji insanları birbirinden uzaklaştırdı. Aynı evde senelerce ayrı odalarda takıldı herkes. Birgün internet kesilmiş çocuk bilgisayar başından kalmış,bakmış koridor da bir ufaklık,tanıyamamış. Kardeşiymiş sarılıp ağlaşmışlar. :-) Ailenize vakit ayırın. Muhabbet edin. Çok huzurlu hissedeceksiniz.

Açık olan bayan diyor ki : Gözleri haric hiç bir yeri görünmüyor,ne biçim bir erkek egemen kültür. Çarşaflı bayan diyor ki : Gözleri hariç yerşeyi meydanda, ne biçim bir erkek egemen kültür. Çok güzel bir mecaz var bu karikatürde. Açık bayanın gözlerinin kapalı olduğunu gerçeği göremediğini anlatıyor. Bence de öyle. Özgürlük adı altında “erkekler kadınlardan yararlanıyorlar” herşeyiyle. İslam ise kadına değer veriyor,müslüman erkeklere,kadınlarınıza iyi bakın onlar size bizim emanetimizidir mesajını veriyor. İslamı benimsiyebilmiş hür olduğunun farkında olan kadınlarımıza ne mutlu… AKIL ALMAZ YORUMLAR Bazı yorumları okudukça akıl sağlığımın yerinde olmasına şükrediyorum. Allah kendisini bilmemi ve akıl ederek yaşamamı nasip ediyor bana. “Halk plajında kadınlara ‘kapanın’ broşürü” başlıklı bir haber okudum. Allahın’ın ” İçinizden, insanları hayra çağıracak iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun…” (Al-i İmran Sûresi,104) emrine binaen Müslüman amcalarımız s

Üşengeç sayıyorum ben kendimi. Benden tembeller üşengeçler var ama bu konuda kıyas yapılmaz.Herkes kendinden mes'ul. O yüzden ben kendi çapım'a bakıp üşengeç olmamam gerektiğini ama üşengeç olduğum sonucuna varıyorum. Bu cümlede Türkçe kuralları açısından bir bozukluk var gelişme ve sonuç kısmında. Yazmaya da üşeniyorum. Eskiden internet siteleri inceleme yazıları yayınlarlardı bol ve uzun.Şimdi hemen hemen hepsi video inceleme sistemine geçti. Bende acaba ses kayıt blogumu kursam :D Yazacağım yerde konuşsam kendi kendime. Gerçi yazarken zihnim daha bir verimli oluyor. Pek konuşmam zaten.O kadar ki ağzımı yemek dışında açmadığım zamanlar var. Sevgilim den uzağım 10 gündür belki de ondan canım hiç bir şey istemiyor.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki. Ahlaksızlık genel olarak kabul görmüş. Bir şey kabul gördüyse bu iyidir anlamına gelmez. Okuduğum bir haberde gençler şişe çevirmece diye bir oyun oynarken,biri cesaret demiş erkek arkadaşları soyun! demiş. Erkekler bu yaşta ne der zaten,nefsini beslersen sürekli.Neyse kız soyunmuş bir güzel. Ordakilerde resim çekip whatsapp dan yaymışlar.Karakolluk olanlar vs vs sonunda. Birininde kızı kalçalarını bile açıkta bırakan bir şort giymiş. Babası kızım ne yaparsa ben karışmam arkasındayım demiş. Benim bedenim benim kararım ! dimi. İşte böyle böyle zihnimize girip bizi yozlaştırmaya,ahlaksızlığı basite indirgemeye çalışıyorlar.Başarıyorlar da. Allah kul olmanın bilinçinde gençler nasip etsin ülkemize. “Bir milletin ıslahı, kötülerin imhâsıyla değil, yeni neslin eğitim ve terbiyesiyle mümkündür.” Süleyman Hilmi Tunahan

Zamanımızda kızlar evlenmek için hangi kriterlere bakıyorlar. Yada evlenmek gibi bir dertleri var mı. ? Özellikle kız olsun erkek olsun gençlerin böyle bir derdi yok gibi duruyor.Sevgilisi olmayan genç yok denecek kadar az aslında.Ama ya evlilik. İş arkadaşım 37 yaşında henüz evli değil. Diyor ki : " Kızlar beni gördüğünde yolunu değiştiriyor,hiç demiyorlar ki bu adamda 4200 gün sigorta prim gün sayısı vardır. " ekliyor " ölsem gitsem,ölüm aylığı bile alır. " Klasik bir tipi var,eli yüzü düzgün.Kumaş pantolon,gömlek,hırka.. Belkide yırtık kotlar giymeli ve saçlarını tas şeklinde kestirmeli. ! Bilemiyorum. Nasip. Uyku kutusu diye bir haber okudum. Toplu taşıma mekanlarında kullanılıyormuş. Hemen bir yatak boyutunda,elektrik,ısıtma,wi-fi,tv filan var içinde.İlginç bir proje bence tutar,belkide tutmuştur. Küçük ve karanlık odaları seviyorum. Bekarlığım da annem odamın perdelerini açmadan ben elimi sürmezdim içerisi gündüz vakti bile akşam gibi olurdu. Ananem ge

Hafta başladı. Çalışıyoruz yine.Nasıl olsun işte. Öğlene kadar mesai,öğle arası.Sonra 6:30 çıkış.Eve dönüş. Yazda geldi geceler kısa artık.Planlar var,okunması öğrenilmesi gerekenler. Hepsi kendi yararıma. Akrabaları da daha çok ziyaret etmek lazım. Bu konuda biraz gevşedim. Pcnet bilgisayar ve internet dergisi mayıs ayında webadam aracılığı ile bir yıllık bedava hosting veriyor.Blogspot adresini kendi özel alanına taşımak isteyenler olur belki.Bunuda duyurmuş olayım. Ama tavsiye etmem biz kendi özel alanımızdan geldik. Teknik detaylarla uğraşırken yazmaya zaman kalmıyordu.Hem blogspot daha sosyal,daha çok yorum geliyor. Onun yerine  Müceddid Mahmut Efendi Vakfı tarafından yayınlanan " Marifet " dergisini aldım. İslami bilgiler eskimez,teknoloji gibi değil. 1400 sene önce neyse şimdide o. O yüzden daha yararlı gördüm okunmasını. İsmailağa cemaatinin bir dergisi. Blog yazan bir arkadaş Mustafa İslamoğlu hakkında Allahı hatırlatan herşeyi okurum demişt. Bununla ilgilid

Öğle vakti kaldırım kenarında ; evden getirdiklerini tahmin ettiğim kitap, defter, basit kolyeler, bir çift bebek ayakkabısı satıyordu henüz okula başlamamış bir kız ve bir erkek çocuğu. Yağmur çiseliyordu ben yanlarından geçerken.Ufak kız "abi" dedi bana bebek ayakkabılarını uzatırken. Abi bugün hiç satamadık,alsan olmaz mı. Bende hızla ilerlerken arkam da kaldıkları bir anda yüzümün yarısını onlara doğru döndürüp. "Kime alacağım ablacım onları" dedim gülümseyerek. Arkamda kaldıkları için lelade sorduğum bu soruya tepki vermediler ve yeni potansiyel müşterileri ile ilgilenmeye koyuldular. Yağmur yağacak olmasına rağmen bir şemsiyeleri yoktu. Sermayelerini koydukları villa duvarının üstündey-di oğlan olan, kız ise kaldırımda. İkisi de pejmürde giyinimli ayakkabıları yırtık bu iki çocuk hayatlarının unutulmaz anlarını yaşıyorlardı. Yazının başında bahsettiğim o basit kolyeler gözlerinin önüne gelecek ileride.Belki büyüdüklerinde bir araya geldiklerinde her

Yazmak istiyorum ama yazacak bir şey bulamıyorum. Sanırım her şey bitti. Siyasetten bahsetmek istemiyorum iyice sıktı artık. Okunacak yazılar nasıl yazılır. Bilgi mi içermesi lazım. Kendimden bahsetsem okunacağını hiç sanmıyorum. Toplumsal mesaj veren yazılarda itici oluyor gerçekten. Ne istediğimi bilmiyorum şu anda. Kendi hayatımı mı yaşıyorum.Beni mecbur bıraktıkları hayatımı. Arabama(olduğunu varsayarsak) atlayıp bir hafta gezip gelmek kim istemez.Ne mümkün hesap vermemiz gereken yerler var. Bir kere işine hesap vermelisin. Eşini yanına alsan,ailene hesap vermelisin.Nereye gitti bunlar.. Öyle gelişi güzel yazıyorum işte.Yazdıklarımı beğenmek zorunda değilsiniz. Sanki beni tanıyorsunuzda yazdıklarımı eleştireceksiniz gibi geliyor. Anonim olmak güzeldir. Anonim + Anonim olmak daha güzeldir. Anonim değilim yani.Aslında başlıkta da belirttiğim gibi anonim olarak yazmak daha büyük bir özgürlük. Şu anda "Kendi Fikri" olarak yazıyorum. Gerçek ismim olmasa da bu benim inte

Bilgisayarla ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum da " Delta Force " diye bir oyun vardı. Üç boyutlu bir oyuncu ilk defa görüyorduk,ağzımız açık bakıyorduk. Sonra " Warcraft Frozen Tone " isimli oyuna sardık arkadaşlarla,internet kafelere çok gittim. Uzun baskılar sonucu eve bilgisayar aldırdım. İlk yüklediğim oyun " Need for Speed Hot Pursuit " oldu. " Grant Theft Auto 3 " benim için candı,oyunu bitirmiş,bütün gizli itemleri(eşya) bulmuştum oyunun sonunda,hâla bile sokakları ezbere hatırlıyorum,o kadar dikkatli oynamışım.  Açıkçası oyun oynamayı seviyorum. Eskisi kadar sık olmasa da,e vlendim ama hala oyun oynuyorum.2001 li yıllarda ilk internetimin hızı 256k dı. Yani 17kb/sn ile indiriyordu.Teknoloji gelişti,yıllar içinde Türkiye büyük bir aşama kaydetti internet konusunda. Şimdi 10mb kullanıyorum. İlk oynadığım online(çevrimiçi,internetten,çok oyunculu) oyun " Knight Online " isimli oyundu.İsmini duymayan kalmamıştır sanırı

Ayetler ile hadisler ile açıklamak isterdim mevzuyu.O kadar ezberim ve ilmim yok maalesef.Bildiğim bir kaç ilim ile açıklayacağım kısaca. E bu nereden çıktı şimdi sevgiliden ayrılmak konusunda bir yazı olmayacakmıydı. ? Öyle olacak zaten. Ayrıldığınız sevgilinizi unutmanız için size gerçekten önerilerde bulunacağım.Ama  Öncelikle yazımın başında bir kaç noktaya değinmek istiyorum. Konu son derece vahim.O yüzden alaylı ve laf dokunduran bir dille yazmayacağım.İnsanların özellikle günümüzdeki gençlerin  "sevgilisinden ayrıldığında unutamamak" gibi  kronik bir sorunu var. Kronikleşen sorun onların gözünden bu ama dışarıdan bakıldığında "sevgilinin olması" başlı başına bir sorun zaten.Herkes hata yapabilir,önemli olan hatalarımızı fark edip telafi etmeye çalışmaktır. İşte aşk acısı çeken arkadaşım sen yapman ve yapmaman gerekenleri düşündüğünde çektiğin acılar son bulacak. Açık olmak gerekirse,sevgili edinmek dinimize göre hoş karşılanmayan bir şey.Herkesin bildi

Bu akşam halamın kızının nişan merasimi var.Yer gök çıplak dolacak bu şüphe götürmez bir şey.Nişan dualarla da olmayacak,tıngırı mıngırı.Şimdi gitmezsek gönül koyacaklar oda bir gerçek.Nişan gününü bile kardeşimin memlekete geleceği güne göre ayarladılar,kardeşimin kaçarı yok gibi de ya Kendi Fikri ve Kuzu :) Ailenin yobaz ! çocuğu olmak ve gitmemek var aslında. Bir işim çıksa gidemesem hoş karşılarlar da dini inancımdan dolayı gelemiyorum desem ne dinciliğim ! kalır ne yobaz! lığım.Hoş böyle insanlar değiller bunları düşünmezler ama gönül koyabilirler. Akşam ola hayrola.

Neler oluyor.Günler haftalar çok çabuk geçip gidiyor. Anlayamıyoruz bile. Bahar havası pek yaramadı bana,bu senenin başından beri ikinci defa hastayım.Grip mi nezle mi soğuk algınlığı mı hepsini yaşadım. Çalışırken zaman su gibi geçiyor bir bakıyorum öğlen olmuş bir bakıyorum akşam olmuş işten çıkıyoruz. Akşamları yürüyüşe devam etmeye çalışıyoruz.Genelde benim canım istemiyor ama yinede çıkıyorum,hatunu yalnız mı koyalım gece vakti dışarıda :D Horozluk yapacağım illa başında.  Puzzle Değişiklik olsun diye puzzle aldık. 1000 + 1000 iki adet tek kutuda bir tanesi bitti diğeri devam ediyor. Çok güzel kafa dağıtıyor puzzle yapmak. Bu puzzle bitmiş hali resmini çektim. Puzzlede ayrıntı çok olduğunda,yapması kolay oluyor.En zor kısmı gökyüzü oldu bu puzzle yaparken. Eksik parça çıkmadı ama çıksa bile yapımcı firma gönderiyormuş eksik parçayı. Neon Puzzle  Şimdi üsttekini yapıyoruz akşamları. Beyaz parça daha çok zor gibi duruyor. Şu anda gözümüz Osmanlı Tuğrasında :) Hiç olm

Esasında umrumda bile değil twitter,facebook,youtube kapanmış.Hatta Google bile engellense umrumda olmaz.En nihayetinde internet sitesi bunlar ,kim oluyorlar da Türkiye devletini yok sayabiliyorlar. Bu bağlamda ; Severek takip ettiğim teknoseyir isminde bir teknoloji sitesi var.Yeni çıkan ürünlerin tanıtımını ve incelemesini yayınlıyorlar. Çalışanları da sempatik,izlenesi videolar hazırlıyorlar.Çektikleri videoları youtube üzerinden yayınlıyorlar.Dolayısıyla şu anda(28 Mart 2014) youtube erişim engelli olduğu için hiç bir videoları açılmıyor.Bunu aşmak için bir kaç yöntem paylaşmışlar .İlk bakıldığında yanlı bir yayın gibi gözüküyor.Sonra açıklamalarını okudum ve mantıklı geldi.Hizmetlerini youtube üzerinden yürüttükleri için engellemeler maddi olarak yürütmekte zorlandıkları işlerini sekteye uğratmış. Haklı olarak bu sitelere ulaşma yollarını gösteriyorlar izleyicilerine. Kendi altyapımız ve kendi sistemlerimiz kullanabiliriz umarım yakın gelecekte.Milliyetçilik ve ulusalcılık sata

Hayal kurmayı severim.Bazı şeylere kızdığımda nedense birden mafya olmayı istiyorum.Evet mafya : )  İçimde o şiddet var sanırım. :P Agresifim kompleksliyim ama perdelerimi kaldırdığımda kedi gibi bir insanım. (Recep İvedik) :D Şaka bir yana,adaleti sağlama duygusu herkes de vardır sanırım.Yanlış gördüğü bir şey olduğunda herkes düzeltmek ister. Haberleri okurken yine hayal kurarken buldum kendimi.Okuduğum haber "Nurgül Yeşilçay" diye bir kadının haberiydi.İçkiyi fazla kaçırıp taksiye kusmuş. İğrenç bir haber,haberdekiler de eylemlerde iğrenç.  İşte bunları ve bunun gibi yaşamak isteyenleri Türkiye de bir yere toplayacaksın tecrit edilmiş bir bölgeye,o bölgede istediklerini yapsınlar.Hadi insaflıyım bir şehir büyüklüğünde bir bölge olsun.İsterlerse anayasalarına alkol zina kumar zorunlu olarak eklesinler,puta tapmak devletlerinin resmi dinleri olsun.Orada ne yaparlarsa yapsınlar,beden onların karar onların,afedersiniz pornolarına da dokunan olmaz,özgürlükleri de kısıtl

Bu telefon hakkında yazacağım bir kaç şey var. Öncelikle tasarımı çok güzel.İlk Android telefon almaya karar verdiğimde çok araştırdım. Hep teknik özelliklerine bakıyordum. Sonunda Lg Optimus 4x HD almaya karar kıldım.Nitekim aldım da.İlk androidli telefonum olduğu için jet hızında bir makina gibi geliyordu bana. Yor lu konuşuyorum çünkü eşim Sony Xp Sp sahibi oldu o aralar. Beyaz çok hoş,iç çizimleri harika,akıcı bir telefon Sp. Ama Lg 4xHD öyle değil. Kaba bir telefon,iç çizimleri(rehber,arama,mesaj vb) tasarımları tam bir hayal kırıklığı,tutuk olması cabası.Tabi bunlar benim düşüncelerim.Düşüncelerimi doğrulayan kanıtlar forum sitelerinde var gezerek okuyabilirsiniz. Elimden çıkardım ve Sony Xperia Sp aldım. Sony telefonların ayrı bir güzellik olduğuna karar verdim.Doğru bir karar aldım telefon konusunda . Android telefon alacaksanız Sony alın. Orta seviye bir telefon olan Sony Sp bile Lg nin bir zamanlar amiral gemisi olan 4xHd den seri ve güzel.  Fiyatı şu aralar 850TL

Bu yazıyı yazarken maher zain suriye parçası eşlik etti bana,linkini bırakıyorum dinlemeniz için..Günün anlam ve önemine uygun sanırım..  https://www.youtube.com/watch?v=DFyPB6c4B9k Üzüldüm..Hemde çok..Bazı insanın yapısıdır elinde değildir üzülmek..İnsan memleket değiştirince ki bugün seçmen kağıtları elime geçince daha da iyi yerleşiyor insanın beynine.. :) Çevre ediniyorsun, arkadaş, anne, abla gibi insanlarla tanışıyorsun ve inanılmaz kısa bir sürede en yakınların olup, dertleriyle dertleniyorsun.Bundan şikayetçi de değilim.Çünkü asosyal olsaydım depresyona girerdim.Tek doğduk doğru ama herkesin yaşadığı bir dünyadayız, haliyle kayıtsız da kalamıyoruz.. Bir arkadaşım fikir, kültür ve görüşlerinin uyuştuğu birinle görüştü ve de muhabbet duydular.Sonuç nişan oldu nikah işlemleride tamamlandı.Düğüne de 15 gün var yok..Onun için o kadar sevinmiştim ki, mutluluğu gözlerinden okunuyordu ama sonra ne oldu bilmiyorum.bugün aldığım habere göre araları bozulmuş ve şimdi boşanıyorlar.

Her evlenecek genç kızın hayalidir, bir eksiğim olmasın,her şey fazla fazla olsun.Dört dörtlük çeyizler, bin bir umutla hazırlanan onca eşya,emek sarf edilen ve nice hayallerle süslenen eşyalarla evlenip maalesef bir kaç ay ya da bir kaç sene sonra anlaşamadık ayrıldık diye son buluyor.Dağılan hayatlar, yıkılan umutlar, bozulan psikolojiler üzülen aileler kalıyor geriye..Sonra düşünüveriyoruz ve anlıyoruz her şeyi,fakat iş işten geçmiş oluyor.İşte önemli olan şey sonradan fark ettiğimiz ve aslında çeyizimizin en önemli parçasını unutuyoruz ya da unutturuluyoruz. Kimse bize evlenirken anlatmıyor bu eksik olan şeyi.Hatta koymamamız gereken şeyleri eklettiriyorlar. Annemin bir sözü vardır '' Mutlu kadın, akıllı kadındır.'' İnanın ki kadınlar, erkeklerden çok zekidir.Bunu okullarda ya da sınavlarda birinci olan hanım kardeşlerimizden anlayabiliriz.Zeki yaratıldık çünkü mutlu olmak için zekayı, aklımızı kullanmamız gerekiyor.Fakat biz mıknatıs gibi nerede bizi mutsuz edec

Buna benim cevabım hayır.Aklı başında herkes de hayır diyecektir zaten.İlk ehliyet kursuna yazıldığım zamanlara dönersek,derslere hiç gitmemiştim.Şimdi düşünüyorum da ehliyet kursu şart mı acaba.Hepimiz gidiyoruz da,sonuçta özel dershane gibi bir şey.Ben direk sınava girmek istiyorum belki. Yazılı sınavı çok rahat geçmiştim.Yalnız direksiyon eğitimlerine de gitmediğim için,ilk sürüş sınavında aracı kaldıramamıştım zaten o an adımın üstünü çizdiler :D 2.seferinde geçmiştim sürüş sınavını. Ama geçmeme  rağmen hiçte iyi araba kullanamıyordum. Hatta öbür dün araba kullanacaksam,rüyamda bindiğim araba bir türlü fren yapmıyordu vs vs.. Arabaya binmeden önce bir heyecan bir titreme oluyordu.Elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyordum. 2 ufak kazada buna tuz biber oldu.Araba ile bir yere gidilecekse yada geri geri çıkarmak gerekiyorsa 15dk düşünüp plan yapıyordum :D Velhasıl şimdi çok normal geliyor ve her şeyi otomatiğe bağladım.Bir süre sonra böyle oluyor zaten.İstemsiz olarak kull

Kitap okumayı seviyorum.Değiştirmeyi daha çok seviyorum.Yaşadığım şehirde bir sahafa üyeyim.Senelik 20tl(yirmi) karşılığında sınırsız kitap değiştirebiliyorum.Güncel kitaplar,çok okunanlar,dünya klasikleri,Türk klasikleri bir çok kitap mevcut. İş yerime yakın,öğle arası yada dışarıda işim olduğunda değişim yapabiliyorum.Saatlerce incelemek istiyorum ama zaman kısıtlı mecbur bir tane alıp çıkıyorum.Gönlüm kalıyor diğer kitaplarda. Sahafa bir tane bırakıp gerisi alsam daha iyi olacak ama... :)  Kısa süreliğine de olsa,kitaplar insanı başka dünyalara götürüyorlar. Fantastik,polisiye,gizem türü kitapları daha çok seviyorum.Ciddi kitapları asla okuyamam.Zaten bıkmışız,fantastik dünyalar lazım bana. :) Yüzüklerin Efendisi tarzında yani. Değiştirme değil de satın alabilme yapabilsek.Kitaplığımız büyürdü.Aslında bana hiç bir yararı yok okuduğum kitapların,sadece kafa dağıtıyorum.Satın almazdım okuduklarımı. =)  "Allah, içinizden iman edenlerle kendilerine ilim verilenlerin değer

Bir çok konu ile ilgili şeyler yazıyorum.Yazmak iyidir.Bizim içinde iyi oluyor.Eşim ile aramızda iletişim sorunu yok fakat insan yazarak bazen daha iyi anlaşabiliyor.Özellikle erkekler düşüncelerini açıkça dile getiremezler ama benim gibi yazıya getirebiliyorlar. Evlilik terapisine filan gidiliyor aramızda iletişim bitti diyerek.Ben uzman olsam.Hatta olmadan bile böyle durumda olan çiftlere yazarak anlaşmalarını öneriyorum.Hatta ilgileri varsa bu şekilde blog bile kurabilirler.Maliyetli bir şey değil zaten. Birde kendinize bir kaç tane afilli güzel güzel defterler alın.Günlük tarzı yada içi beyaz boş defterler. Ara sıra hissettiklerinizi bu defterlere yazın.Hem ileride güzel bir anı olarak okursunuz hemde aile içi iletişim düzelir. Biz buna aile defteri diyoruz eşimle.Bir kaç tane var.Resimli olarak yapmayı düşünüyorum onun için yakında normal defter boyutundan büyük olan sanırım a3 boyutunda defterler var onlardan alacağım.Güzel anılarımızı fotoğraflıyoruz,cepten deftere geçip r

Geçenlerde bir video seyrettim.Obama konuşma yapıyor televizyondan,bilişim sektörü ile ilgili konuşuyor.Gençlere diyor ki ; sadece Facebook'u ziyaret etmeyin,twittera girmeyin bir kaç tane daha siz yapın siz üretin.Sizde buna kafa yorun uğraşın,sizi destekleyelim diyor.Sonra Bin Ali Yıldırım çıkıyor videoda,ulaştırma denizcilik ve haberleşme bakanımız kendisi.Bulut teknolojisinden bahsediyor.Bulut teknolojisi bir çok serverin aynı anda kullanılması diyebiliriz.Neyse bunu anlatıyor.Konuşmanın sonunda da ekliyor,"çok kafa yormayın bu işlere işin içinden çıkamazsınız." :)  Gençleri ne güzel yönlendiriyor. İzleyelim.. Bu sektöre çok kafa yormuyor devlet erkanımız. Öss,Kpss,Ünversite,Doktor,memurluk vesaire ilgi çeken şeyler. Zaten gençler istese de yönelemiyor bu alana,zamanları kalmıyor.Aileler bu işleri boş zaman olarak görüyorlar.Aile yapımız gereği tam manası ile istediğini yönelemiyor çocuk genç yaşlı fark etmiyor herkes öyle.Ortak akıl en makulunu seçiyor. :)